Kayıtlar

ATA'NIN İZİNDEN: 10 KASIM

Resim
ATA’nın İzinden: 10 Kasım     10 Kasım’da sabahın erken saatlerinde Anıttepe ne de güzel değil mi öyle? Büyük ya da küçük fark etmeksizin 7’den 70’e herkes akın akın Anıttepe’de.. Devlet büyükleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, sivil toplum örgütleri, basın mensupları, siviller, yetişkinler, çocuklar ve hatta minicik bebekler hepsi oradalar.. Neden peki? Bunca insan topluluğu neden orada? Sevdikleri için mi, saygı duydukları için mi, önemsedikleri için mi, minnet duydukları için mi? Neden ki neden? Hatta daha da ileriye gidelim.. Bunca insan ölü bir şahıstan medet umdukları için mi orada? Sayın Okur, şu sorulara çok  farklı tarzda cevaplar verebiliriz lakin hepsinin sonunda tek bir cevap var: Mustafa Kemal ATATÜRK!     Bu cevap, bir isimden çok daha fazlası aslında.. Bu isim, bir ülke demek! Bu isim, bir milletin yeniden dirilişi demek! Bu isim, yok olmaya yüz tutmuş gelenek-görenek-kültür-örf-adet topluluğunun sapasağlam köklenerek yen...

KISA OYUNUN AMATÖR OYUNCULARI

Resim
KISA OYUNUN AMATÖR OYUNCULARI       Hayat ne kadar da kısa hiç fark ettiniz mi? Sanki bir tiyatro oyunu gibi.. Perde açılıyor, oyuncular rollerine bürünüyor, olaylar gelişiyor, oynanması gereken tüm sahneler seyirciye gösteriliyor, oyunun sonuna doğru izleyiciye verilmek istenen mesaj ya da anlatılmak istenen konu her neyse belirtiliyor ve oyuncular izleyiciyi oyun sonu selamıyla selamlayarak sahneyi terk ediyor, ardından perde kapanıyor... Şöyle bir düşünelim.. Hayatlarımız da böyle değil mi sizce? Doğduğumuz an; akciğerlerimize dolan oksijenin ciğerlerimizi yakıp ağlattığı an bizim de kısa tiyatro oyunumuz başlamıyor mu, o an perde açılmıyor mu? Peki ya bizler ne kadar profesyoneliz, oynayacağımız oyunun hakkını veriyor muyuz? Yoksa amatör bir oyuncu edasıyla üstünkörü bir şekilde rolümüzü oynayıp sahneyi terk eden bir oyuncu muyuz..? Yaptığımız şeyin adı sanat mı, yoksa sadece öylesine birşeymiş gibi mi davranıyoruz..? Haydi, sorularıyla ve cevaplarıyla şu kısa oyunu...

29 EKİM ÖZEL ||

Resim
29 EKİM ÖZEL ||        Cumhuriyetimizin 95. yılını çok büyük bir sevinçle kutluyorum. Başta aziz şehitlerimiz olmak üzere Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, silah arkadaşları ve Yüce Türk Milleti’ne selam olsun! Ulu Önderiyle birlikte Türk Milleti’nin yılmaz, yıkılmaz, mücadeleci ve akıllı hamleleri sayesinde bugünlere gelmiş bulunmaktayız. Geçmiş tarihinde sayısız zafer ve başarı elde eden Yüce Türk Milleti, 1919’da, Ata’sının izinden yürüyerek emsali görülmemiş bir kudret ve mücadele anlayışı içerisinde düşmanı geri püskürtmüş ve hiçbir zaman bağımsızlığını yabancı ellere teslim etmeyeceğini büyük bir gururla göstermiştir. Onca yokluk, onca sefalet, onca zorluk içerisinde kıvranan Yüce Türk Milleti yeni bir savaştan çıkmış olmasına rağmen damarlarında akan O asil kandan taviz vermemiş ve tüm benliğiyle   varlığını ispat etmiş, hiçbir zaman esir olamayacağını tüm Dünya'ya göstermiştir. Lakin Cumhuriyetimizi ilan ettiğimiz, savaş meydanı ve diplomasi masasında elde e...

Hayal Kırıklıkları

Resim
 HAYAL KIRIKLIKLARI     Her şey güzel hayallerle başlamıştı oysaki..İnsanın yüzünde tebessüm oluşturan,anlık ta olsa mutluluğun ipini bileğine geçirdiği hayaller...Ne de güzeller değil mi?  Peki ya kurulan hayallerin altında kalmak,ezilmek..İnsanı en çok yıpratan duygu durumu olsa gerek,çünkü insan hayallerini yıkılsın diye değil şahlansın diye kurar.Kimisi vardır ki sadece hayal kurar ve bundan öteye geçemez,biz bunlara hayalperest insanlar diyelim..Hayalperest insanların eksik noktaları nedir peki?Neden bu insanlar kurduğu hayallerin ötesine geçemiyor? Çünkü bu insanlar harekete geçmek pahasına hiçbir sorumluluğun altına girmek istemiyor ve bundan dolayıdır ki her zaman hezeyan her zaman hüsran içerisinde boğuşup duruyorlar..Belki de kurduğu hayalleri sağlam temellere oturtmamıştır bu insanlar,belki de hayal ettikleri şeyleri kendilerine layık görmemiştir bu insanlar,belki de hayallerini gerçekleştiremeyeceğini söyleyen o kadar çok söz,kelime vs. söyl...