ATA'NIN İZİNDEN: 10 KASIM


ATA’nın İzinden: 10 Kasım

   10 Kasım’da sabahın erken saatlerinde Anıttepe ne de güzel değil mi öyle? Büyük ya da küçük fark etmeksizin 7’den 70’e herkes akın akın Anıttepe’de.. Devlet büyükleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, sivil toplum örgütleri, basın mensupları, siviller, yetişkinler, çocuklar ve hatta minicik bebekler hepsi oradalar.. Neden peki? Bunca insan topluluğu neden orada? Sevdikleri için mi, saygı duydukları için mi, önemsedikleri için mi, minnet duydukları için mi? Neden ki neden? Hatta daha da ileriye gidelim.. Bunca insan ölü bir şahıstan medet umdukları için mi orada? Sayın Okur, şu sorulara çok  farklı tarzda cevaplar verebiliriz lakin hepsinin sonunda tek bir cevap var: Mustafa Kemal ATATÜRK!






    Bu cevap, bir isimden çok daha fazlası aslında.. Bu isim, bir ülke demek! Bu isim, bir milletin yeniden dirilişi demek! Bu isim, yok olmaya yüz tutmuş gelenek-görenek-kültür-örf-adet topluluğunun sapasağlam köklenerek yeniden hayat bulan koca bir ağacın öyküsünü anlatır gibi bizlere yansıtan ve yaşatan bir değer demek.. Bu isim varya Sayın Okur, bu isim bir saygıdan, bir sevgiden, bir minnetten, bir anma töreninden çok daha fazlası demek aslında Türk Milleti için...

O’nun bizlere armağan ettiği ve giderken de emanet ettiği bu koskoca ‘Cumhuriyet’,  Atatürk ilkeleriyle, Atatürk inkılaplarıyla, Türk Devrimleri ile O’nun çizdiği yolda her geçen gün daha da güçlenerek ilerleyecektir. Eğer ki kurucu değerlerimize sahip çıkar, yürüdüğümüz yolun nereden nereye gittiğini hiç aklımızdan çıkarmazsak yükselen Cumhuriyet’imizi gelecek nesillere kendimizden emin bir şekilde emanet edebiliriz.. Aynı, geçmiş nesillerimizin bizlere emanet ettiği ve edebileceğini düşündüğü gibi.. Sadece biraz soralım, sorgulayalım, araştıralım, öğrenelim ve tüm bu kazanımlarımızı paylaşalım ki çoğalalım ve çoğaltalım. Geçmişinden ve tarihinden habersiz toplulukların yok olmaya mahkum olduğu gibi duyarsız ve cehalete inatla bağlanan toplulukların da yok olması kaçınılmaz bir gerçektir. Bugün 10 Kasım, Büyük ATATÜRK’ü bir minnet duygusundan çok daha fazlasıyla anıyor ve yad ediyorum, bununla birlikte bizler için göstermiş olduğu fedakarlığı ve feragati için çok teşekkür ediyorum. Tanrı’dan ruhuna rahmet dilerim, mekanı cennet olsun. Ruhu şad olsun!



Çok ta fazla uzatmadan; Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Türk Gençliğine Hitabe’siyle bu haftaki yazımı sonlandırmak istiyorum Sayın Okur’um..


       Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!

Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.

Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-u-zaruret içinde harap ve bîtap düşş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!

Mustafa Kemal ATATÜRK 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayal Kırıklıkları

29 EKİM ÖZEL ||